Günün YazısıMakaleler

Kimler Kilo Veremez ?

Kimler Kilo Veremez ?

Kimler Kilo Veremez ?

Kilo kaybetmemenin bilimsel bir mantığı yoktur ancak kilo vermeyi engelleyen bazı faktörler vardır . Bu yazımızda bunlara değineceğim.

Kilo Kaybını Hangi Faktörler Engeller ?

Fiziksel etkenler, metabolik – endokrin etkenler, olumsuz yaşam koşulları (hareketsizlik gibi) kilo vermeyi engelleyen nedenler olabilir.

BÖLÜM-1 – Metabolik Nedenler

Bir çok insanın sorunu bu aslında, “ su içsem yarıyor”  yok öyle bir şey. Su size yaramıyor ama sizde bir sorun var. Sorunlar ne yazık ki bir tane değil birden çok fazla  ve bu yazımda bunlara değineceğim.

Sağlıklı kilo kaybı, kişinin haftalık olarak kilosunun %1 ini kaybetmesidir. Programın başlarında bu daha fazla olur ama geriye dönüp bakıldığında %1 sağlanmalıdır. Örnek olarak 70 kilo musunuz. Bu durumda haftada 700 gr idealdir gibi.

Haydi şimdi nedenlere bakalım.

Kilo vermeyi engelleyen bazı hormonlar.

Ghrelin, Leptin, Endorfin, TSH, Kortizol, Östrojen, İnsülin, Serotonin, Dopamin  Hormonlarında Düzensizlikler.

Leptin hormonu  yağlar salgılanır ancak bu şu anlama gelmiyor tabi ki. Ne kadar yağlı olursanız o kadar yağ yakarsınız. Hayır o iş öyle olmuyor. Eğer çok kısıtlı bir program uyguluyorsanız ve yağ alımını azalttı iseniz leptin kanda azalıyor ve beyinde iştah merkezi uyarılıp daha çok yeme isteği oluşturuyor. Yani iştahınız ve gıda alımınız artıyor.

Ghrelin Hormonu: Kilo vermeyi engelleyen bir diğer önemli hormon. Bu hormon mideden salgılanıyor. Kana karışıp beyninize “yemek ye” mesajı veriyor. Size uygun olmayan bir programla kilo vermeye çalıştığınızda kanda artarak kilo vermenizi engelliyor.

İnsülin Hormonu; Eğer kalori diyeti yapıyorsanız ve bu bir diyetisyen tarafından yazılmadı ise karbonhidrat yüksek kalorisi düşük bir liste de uyguluyor olabilirsiniz. Aldığınız karbonhidratın türü önemli olmakla beraber ( mono – di – poli- oligo gibi) özellikle basit karbonhidratlarda kanda insülin pompolanıyor (1 litre asitli şekerli içecek te 7 kat pompalanması gibi) ve bazı dolaylı yolrla beraber tükettiğiniz besinlerin yağa dönüşümü sağlanıyor.

Hipotiroidi tanılı kişilerde metabolizmanın yavaşlamasına bağlı olarak alınan enerjinin kullanılamaması durumu ortaya çıkar ve kilo alımı oluşur, hatta bazı bireylerde troid hormonları (t3-t4-tsh ) normaldir ancak bu durumda anti – tpo  antikoruna bakılmasında yarar olabilir.

Bknz. https://www.fusunbilgin.com.tr/hipotroid-ve-beslenme/

Kortizol Hormonu; Aşırı stresli kişilerde yüksek salınımına bağlı olarak kan şekeri yükselir ve bu da karaciğer tarafından yağ dokusuna çevrilir.

Serotonin Hormonu. Aşırı Stres durumunda kortizolun yükselmesi olumsuz bir neden, diğer neden ise serotonin yani mutluluk hormonu azalmasıdır. Serotonin ve beraberinde mutsuzluk duygusu ile endorfin hormonu da düştüğünde ortaya çoğunlu karbonhidrat içeren atıştırmalıklardan oluşan tercihler çıkar. Bu arada endorfin hormonu çikolataya bayılır J eğer canınız aniden çikola veya benzeri bir ürün çekiyorsa bunu tüketmeden önce durumunuzu sorgulamakta fayda var.

HATALI DİYET UYGULAMALARI

Beslenme programı kişiye özel olmalıdır. Kişinin yaşam koşulları, yaşı, cinsiyeti, psikolojik durumu ve hatta ekonomik durumu programın hazırlama sırasında birer değişkendir. Eğer, beslenme programı doğru planlanmaz, besinler doğru seçilmez ise şu ana kadar yazdığım tüm olumsuzluklarla karşı karşıya kalma olasılığınız oldukça yüksek ve belki de şu an tam o durumdasınız.

Diğer bir konu;

Eğer geçmişinizde  çok düşük kalorili programlar

Zayıflama İlaç ve ürünleri varsa muhtemel kas kaybı da vardır. Kas kaybetmek aslında o kadar kolay olmaz;

Kas Kaybı İçin;

  1. Uzun süre içeriği çok hatalı bir beslenme programı uygulama
  2. Çok düşük Kalorili bir beslenme programı  uygulamak
  3. Hareketsiz Yaşam Tarzı
  4. Hastane ortamında hareketsiz uzun süre kalmak
  5. Çok Hızlı kilo kaybı
  6. Vücutta yağ hücrelerinin bitmesi (kaşeksi) ve enerji için kas dokularının kullanılması (sarkopeni)

Kas kaybından şu nedenle bahsediyorum. Eğer kas kütleniz yeterli değil ise metabolizmanız yavaş olacaktır. Erkeklerin kadınlardan daha kolay kilo kaybetmesinin en önemli nedeni kas kütlelerinin kadınlardan daha fazla olmasıdır.

Sonuç olarak;

öncesinde kilo vermek için yapılan hatalı beslenme uygulamaları ısrarla tekrarlandığında bu size sonrasında fazlası ile geri dönen yağ dokusu olacaktır ve her seferinde daha zor kilo vereceksiniz hatta ve hatta takılıp kalacaksınız ve obez yaşamı kabul etmek zorunda hissedeceksiniz.

Ayrıca incelemek isteyebilirsiniz;

Hatalı Kilo verme Yöntemleri, Zayıflama İlaçları

https://www.youtube.com/watch?v=VoAPoesxVGQ&t=49s

BÖLÜM-2 Yanlışlar

1- Bu Pazartesi Diyete Başlayacağım:

Yapmayın. Eğer karar verdiyseniz ertelemeyin. Hemen başlayın.

2- Sürekli Kilonuzu Düşünmek:

Stress yapar. Hormonlarınız etkilenir ve yağ yıkımınız engellenir.

3- Bunu yiyeyim, akşama kadar bir şey yemem.

Sakın. Eğer o anda kendinize hakim olamadıysanız ve eğer bir şeyler yanlış gitti ise bırakın gitsin. Siz yine sağlıklı bir şekilde öğünlerinizi tüketin. Burada püf noktası şu; o fazla yeme eylemini hangi öğünde yaptıysanız ertesi gün o öğünü küçük bir ara öğünle geçiştirin. 1 meyve + 10 çiğ badem gibi. Çünkü uzun süren açlık durumu da metabolizmanızı yavaşlatacaktır.

4- Artık bıktım diyet yapmayacağım:

Böyle düşünmeyin. Eğer bir diyetisyen kontrolünde kilo veriyorsanız zaten istediğiniz her şeyi zamanla ama doğru bir şekilde tüketeceksiniz. Sadece biraz sabır.

5- İstediğim kiloya düştüm diyeti bırakıyorum.

Diyetisyen kontrolünde yapılan programlarda istediğiniz kiloya inip aniden programı bırakmanız eski alışkanlıklarınıza döndüğünüz anda bütün emeklerinizin boşa gitmesi olur. Programınızı sonlandırın ve sonrasında yılda yine en az 2 kez kontrole gidin. Kilonun beyin tarafından kodlanması ortalama 1 yıldır. 1 yılda 2 kez kontrol edilmeniz sizi zorlamayacaktır. Üstelik o kadar çabadan sonra.

6- Takıldım, artık kilo gitmiyor.

Olabilir. Pik kilo gerçeği var sonuçta. Sabredin kırılacaktır. Eğer böyle bir probleminiz varsa videoyu izlemenizi öneririm. Bu arada abone olursanız sevinirim 🙂

https://www.youtube.com/watch?v=vEtNTLFw8fY

Evet yukarıda bahsettiklerim en çok bana yöneltilen ifadeler. Eğer sizin de sorularınız varsa yorumlar kısmına yazabilirsiniz.

Dyt. Füsun BİLGİN ÇAKMAK

Ankara Diyetisyen

 

 

Devamı...

Diğer Paylaşımlar

3 Yorum

  1. Öncelikle merhabalar Füsun Hanım. Yazınızı temel bilgiler açısından faydalı buldum yine de daha detaylı sormak istediğim bir konu var size. Benim durumumda (polikistik over sendromu) sizin de belirttiğiniz gibi hormonal dengesizlik içeriyor anladığım kadarıyla. Daha sonrasında bahsettiğiniz yanlışlar aslında bir kısmı da bizim ürettiğimiz bahaneler olan alanda aklım bir noktaya takıldı. Oradaki bütün bahaneleri kendim de uyguladım hiç şüpheniz olmasın ancak bahanenin dışında olan bir konuda stres alt başlığı altına giren “sürekli kilonuzu düşünmek” olarak betimlediğiniz yer hakkında sormak istediğim bir soru var. Peki aslında ya biz sürekli kilomuzu “olumsuz” yönde düşünmeye en başta en yakınlarımız olmak üzere itiliyor ve sonrasında sosyal çevremiz tarafından da bilinç altında daha da bu konuya takılıp normal şartlar altında bu kadar yönlendirme olmasına rağmen kilo verebilecekken hormonel dengesizlikler yüzünden de sürekli baskı altında kalıyorsak bu durumu nasıl çözeceğiz? Toplumumuzun yapısında senin sorunun hepimizin sorunu o yüzden her gün seni kontrol edersek sen de kendini kontrol etmeyi öğrenmezsen daha iyi yaşarız gibi bir algı yüzünden benim olan sorun bile aslında aile üyelerimin sorunu haline gelmesinden ve aslında bu konuda yapabilecekleri bir şey olmamasına rağmen kontrol edebilirlerse yapabileceklerine inanıyorlar yapamadıklarında ise bunu başarısızlık olarak görüp daha bana negatif duygular yükleyerek “hormonel dengesizlik” durumunu daha da yoğunlaştırıyorlar. Bu durumda özetlemek gerekirse sizin belirttiğinizin alt konu başlığı olarak kendi kendimize yarattığımızın dışında bize yansıtılan stres durumu ile baş etmek için yapabileceğim bir şey var mı? İyi günler dilerim.

    1. Sevgili Tanay Çetin, zor bir durumla karşı karşıya olduğun anlaşılıyor. Aslında belirttiğin durumlar benim alanımdan çok psikolojinin konusu. Tabi psikolojik olumsuzluklar neticede kilo üzerine etkili . Bu nedenle şöyle düşünüyorum. Öncelikle çevrenin ve ailenin kilon konusunda senin üzerinde baskı kurmaya çalışması yöntem kötü bile olsa iyi niyetten kaynaklanır. Bence seni düşünmeyen yada umursamayan kişiler kilonu da önemsemez. Yazında kilonu belirtmemişsin gerçi ama eğer söz konusu olan 3-5 kilo fazlalık ise ve bu durumda baskı kuruluyorsa bu tamamen farklı bir boyuta taşır durumunu ancak ciddi kilo fazlalığın varsa seni seven insanların müdahale etmeye çalışması çok anormal değil. Sana önerim en kısa zamanda anlaşabileceğin, Diyetisyen ünvanı olan bir profesyonel ile çalışman olacak. Ayrıca onun dediğinden asla sapmaman ve verdiği programı çok düzgün bir şekilde uygulaman gerek. Bir süre sonrasında zaten seni rahatsız eden ifadeler bitecektir. Her zaman dediğim gibi sen yeter ki iste- inan zaten yöntem doğru olduğunda gerçekleşir. Sevgilerimle..

  2. Her “kilo vermem durdu benim” diye sitem ettiğimde söylediklerinizi aklıma getiriyor ve gelip bu yazıyı tekrar tekrar okuyorum. 3 ayda sağlıklı bir şekilde 15 kiloyu yolculadık. Aç kalmadım , aksine o kadar çok yedim ki ben bile şaşkınım. Daha uzun yolumuz var. İyi ki sizin danışanınızım. İyi ki varsınız 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca Bakmak İster misin?
Kapat
Back to top button