Makaleler

GENÇ SAĞLIKLI VE UZUN YAŞAM ve BESLENME İLİŞKİSİ

Yaşıtlarınızdan 20 yaş daha genç görünmek..

GENÇ – Uzun ve SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRRI

Beslenme Bilimi ile ilgili bilgiler zaman içinde bilimsel yeni araştırmalarla,  bazen de besinlerin  üretiminden sunumuna kadar geçen aşamalarda bazı değişikliklerin uygulanmasına bağlı olarak değişebiliyor.

Genel olarak sağlıklı ve ideal kiloda kalabilmek için toplum tarafından bilinen hesap şu şekilde; gün içinde harcadığın enerji, besinlerden aldığın enerji ile aynı ise aynı kilonda kalırsın, daha az enerji alırsan kilo verirsin, daha fazlasını alırsan kilo alırsın.

Bu bilgi artık yavaş yavaş geçerliliğini kaybetmeye başladı yada belki şöyle söylemek daha uygun; besinlerin üretiminden sunumuna kadar olan aşamada kullanılan kimyasallar, hatalı nesin örüntüleri, teknoloji, metropol yaşamın zorunlulukları nedeni ile  doğruluğu tartışmaya açık duruma geldi.

Son yapılan çalışmalarda  günlük alınan kalori miktarı kalıcı olarak azaltıldığında sağlık üzerinde önemli ve pozitif  yansımaları ayrıca bu şekilde beslenmenin ömrü uzattığı gösterildi.

Tıptaki gelişmelere paralel olarak yaşlanma ve yaşlanmaya bağlı hastalıklarda önemli ilerlemeler görüldü.

Yaşlanmayı geciktirmek, ömrün daha uzun olmasını ama sadece uzun değil, daha sağlıklı olarak uzun olmasını  sağlamak için  dünya çapında araştırmalar yapılıyor.

ABD’de yaşlanma ve genç hücrelerin ömrünü uzatma konusunda yapılan araştırmalarda bir dizi deney sonrasında  bunun sırrı;  porsiyon boyutlarını  azaltmak yada küçültmek olduğu konusunda bir görüş geçerlilik kazanmaya başladı.  “Kalori Kısıtlama ” adı verilen bu görüşün temeli ise tüketilen  porsiyonlarda yavaş yavaş ve dikkatli bir azaltma sağlanması ve bunun kalıcı olması .  1930’lu yıllardan günümüze kadar yapılan çalışmalar günlük tüketilen besin  miktarında %30’luk bir azaltma ile gitmenin ömrün daha uzun olacağı. Nitekim fare, maymun ve solucanlarda yapılan araştırmalar da bunu doğruluyor.

Şimdi biraz Rhesus cinsi maymunlardan bahsedelim. Neden Rhesus ? Çünkü bu maymun türünün DNA’sı ile insan DNA’sı %93 oranında benzerlik gösteriyor.  1980 yılında yapılan araştırmada Rhesus maymunları üzerinde “kalori kısıtlaması ve Yaşlanma arasındaki bağlantıyı incelemek için yapılan çalışma sonuçlarına göre”

Bu araştırmada 200 Rhesus maymun denek olarak kullanılıyor.

Maymunlara yaş, kilo, yeme isteği düşünülerek gereksinimlerini karşılayacak besin ve mineralleri içeren özel mamalar veriliyor.

Mamalar diğer maymunlara (test grubu) verilen normal mamalardan %30 daha az kalori içeriyor.

Araştırmanın  Sonucu ;

Daha az kalori alan maymunlar hiçbir şekilde açlık belirtisi göstermiyor.

Sherman isimli maymun 1987 de bu diyete başlıyor ve kendi türünün yaş ortalamasını 20 yıl aşıyor bununla da kalmıyor. Sherman hem yaşını asla göstermiyor .

1930 lu yıllardan günümüze kadar olan tüm çalışmalarda asla göz ardı edilmemesi gereken bir gerçek ise bireysel farklılıkların her zaman olabileceği. İdeal kalori kısıtlanması; bireyin kendi ihtiyaçları doğrultusunda, metabolizmasının işleyişi, yaşam koşulları, mide kapasitesi (kısıtlamaya başlamadan önce) de düşünülerek bir diyetisyen tarafından program hazırlanmasıdır.

 

Son olarak; kalori sınırlaması ile gerçekleştirilen bir beslenme biçimi ile

tümör oluşumu ile bağlantılı moleküllerde yüzde 25 azalma olduğu,

“iyi”/ “kötü” kolesterol oranının iyi kolesterol lehine arttığı,

diyabet belirtisi olan insülin direnci yüzde 40 azaldığı,

tansiyonun genel olarak düştüğü ,   görülmüştür.

 

Tabi ki bu olumlu gelişmeler bireyin kilo vermesine de bağlıdır. Obesitenin bir çok hastalığı tetiklediği bir gerçek ve hatta daha öncesinde obesite ölümcül hastalıkları tetikleyen bir etken iken Dünya Sağlık Örgütü tarafından artık doğrudan obesite olarak ölümcül bir hastalık şeklinde kabul edilmiştir.

Bu nedenle Beden Kitle İndeksleri de araştırmalarda baz alınmış ve beden kitle indeksi 18,5 ile 25 arasında yani normal vücut kitle endeksine sahip kişiler için de dahil olmak üzere kalori sınırlamasının sağlık açısından yararlı olduğu belirlenmiştir.

 

Üstelik kalori sınırlaması hiçbir yan etkisi ve zararı olmadan bu olumlu sonuçları sağlıyor.  Tabi kilo vermenin kemik yoğunluğu üzerindeki olumsuz yan etkilerini de öz ardı etmemek gerek. Yavaş kilo vermelerde kemik yoğunluğunda azalma olabiliyor. Bu azalma kişinin yaş ve aktivitesine göre değişmekle beraber  oral olarak kullanılan kalsiyum ile önlenebilir.

Öncesinde hayvanlar üzerine yapılmasına rağmen insan üzerinde kalori sınırlaması uygulaması ilk kez yapıldığı için bunun hemen herkese tavsiye edilememesi gibi bir riskte var.  Ancak umut verici gelişmeler var. Yaşa bağlı kronik hastalıkların ortaya çıkmasını ne kadar geciktirirsek o kadar iyi. Kimse bu hastalıklarla yaşamak istemez diyor Dr Robert T. en doğrusu araştırmaların insan üzerindeki tüm sonuçlarının tamamlanmasını beklemek.

Dyt. Füsun BİLGİN ÇAKMAK

Ankara Diyetisyen  – 2019

Kaynak. BBC Türkçe

 

Devamı...

Diğer Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Ayrıca Bakmak İster misin?
Kapat
Back to top button